Kanser kabusum geri döndü... Şimdi kalan tek memede kanser bulundu.
45 yaşındayım ve bu 3. kanser sınavım ve hakikaten ÇOK BIKKIN, YORGUN, ÜZGÜN, KIZGIN, KARMAN ÇORMAN vs vs vs'yim.
Alışkanlık yapmıyor, daha evvel yaşadın aynı şeyleri, yok! Her seferi farklı, her seferi ilk kez gibi can sıkıcı ve korkutucu... İsyan ediyorum bu sefer "neden ben?" Neden diğer insanlar gezip tozup, şunu giydim, buraya gittim durumundayken neden ben 13 yıldır uğraşıyorum ve hala, hala, hala hastalanıyorum????
Eğer İdil olmasaydı kesinlikle tedavi istemiyecektim, çünkü ameliyatlardan, kemoterapilerden, radyoterapilerden,mezar gibi mr'lardan, habire çekilen mamografilerden, ultrasonlardan, kan vermelerden, her türlü tedaviden BIKTIM! Hasta olmaktan, hastaneye yatmaktan, ameliyathanenin o soğuğundan, çıktıktan sonraki narkozun ayılma halinden, ağrı çekmekten, sonrasında yatakta kalmaktan, gelenlere güçlü görünmekten, konuşmaya çalışmaktan, herşeyden ama herşeyden BIKTIM!
Şöyle bağıra bağıra ağlamak istiyorum olmuyor! Evdeki ahaliye çaktırmamak en zoru... Yine normal davranmaya çalışmak..
Bugün İdoş sabah beni kaldırmaya geldiğinde
"Memen iyileşti mi?" diye sordu. Biyopsi yapıldığında ona mememi deldiklerini, o yüzden kucağıma atlamamasını söylemiştim. Akşam banyolarını da 3 gün babası yaptırmıştı.
"Hayır" dedim "Bu mememde hastalandı. Onun için bu mememi de kesecekler"
Kafasını koynuma soktu ve "Neyle kesecekler, bıçakla mı?" dedi
"Hayır özel bir aletle" dedim
"Gene canın yanacağı için çok üzülüyorum" dedi
"Ne yapalım annecim. İyileşmek için mecburum" dedim
"Büyüyünce bana da böyle mi olacak? Ben böyle olmak istemiyorum" dedi
Ne cevap vereceğimi şaşırdım. O da benden dolayı risk altında. Çocuk doğurup onu da böyle bir yükün altına sokmak bencillikmiş gibi geldi bir an...
Sanki artık sırayla diğer organlarımı da, kolumu, bacağımı, kesip elime vereceklermiş gibi hissediyorum. Bir de bakacağım vücudun yarısı yok!
27 Temmuz 2013 Cumartesi
21 Temmuz 2013 Pazar
Pazar gezmesi Ortaköy'de
Ortaköy gezmesi hikayesi geçen hafta Derviş'e "Ne olur beni gezdir!" dememle başladı. Tabii hemen hön hön edildi, hiçbir varış yeri beğenilmedi, minik tartışma çıktı.
Pamuk "Haklı çocuk! Otur oturduğun yerde bu sıcakta" diye Derviş'e arka çıktı.
Zottik "Daha dün Ca.rrefour'da gezdik, yetmedi mi? Evde oturalım" diye olaya limon sıktı!
Tabii geçen haftadan hınçlı anne bu hafta manevi baskı, küsme vs sonucu Ortaköy'e götürüldü ama geceden gene Pamuk ve Zottik muhalefet yaptı! Fakat korkan Derviş
"Yok kızım! Ananın muhakkak gezmesi lazım! Yoksa beni yer!" dedi ve mutlu son!
Burada Ceyhan'lı ve İstanbul'lu oturuşu farkını görmektesiniz. Birisi afedersiniz s.çar gibi, diğeri normal oturuş:)
Gezme konusunda dün geceki muhabbetimizi anlatmadan geçemeyeceğim.
Zottik ve Pamuk yattıktan sonra PC tv'ye bağlandı, Uzay Yolu serisinin son filmi seyredildi. Film bittikten sonra
Ben "Şöyle bir şey olsa da uzaya gitsek ya!"
Derviş "Yok anam! Ben almayayım. Seni mekiğin kapısında kadar götürür bırakırım. Sen gez gel"
B "Yok artık! Uzaya çıkma fırsatı varken gitmez misin?"
D "Yok istemem! Ne o öyle, aşağaya bakacam"
B "Ne aşağısı ya. Karşıya bakacaksın dünyayı seyredeceksin, ayı göreceksin"
D "İstemem! Ben kazan dairesi falan varsa, penceresiz falan, orda dururum"
B "Ay,inanmıyorum ya! Hakikaten yani böyle fırsat olsa istemez misin?"
D "Ne isteyecem lan a.m.k! Sana zaten gezme olsun, al, aya çıkarım diyor kadın ya! Bunu ben nere gezdirsem doymaz ki!"
B "Yok anam, yooook! Bunu bırak yatakta yaşasın, uyusun, yesin, tv seyretsin,uyusun!"
Adam uzaya gitmek imkanı olsa kazan dairesinde dururmuş! Ne diyim? Allah acısın!
19 Temmuz 2013 Cuma
Bu akşamki eğlencemiz
Bugün ana-kız Erenköy Carre.four'a gittik. Tabii gidip te oyuncak mağazalarını tavaf etmeden çıkamadık. Yeni bir kitap bulduk, hem çocuklar için makyaj malzemesi, hem kitaptaki kıza makyaj yapabiliyor hem de suyla çıkıyor. Fiyat ta uygun olunca aldık. Akşam ise ailenin 3 nesili de süslendi.
Önce İdil
Sonra anne
Pamuk durur mu?
"Kız o ne? Bana da sürün hele"
Ayy ruj da istedi de, yaşlılıktan dudaklar çektiğinden süremedik!
Vee sonuç
Bu kadar süslendik te evdeki öküzzzz bizi bir alemlere akıtmadı!
Önce İdil
Sonra anne
Pamuk durur mu?
"Kız o ne? Bana da sürün hele"
Ayy ruj da istedi de, yaşlılıktan dudaklar çektiğinden süremedik!
Vee sonuç
Bu kadar süslendik te evdeki öküzzzz bizi bir alemlere akıtmadı!
17 Temmuz 2013 Çarşamba
Zannedersin Buckingham Sarayı!
Dün teyzesi ve annesi ile Salı Pazarı'nı şakıyarak dolaşan bu şahıs ordan da ganimetleri kaptı tabii!
Uykusuz geçen geceden sonra sabah beni cıvıldayarak uyandıran bu güzellik
"Kalkın giyinin! Kahvaltı zamanı" dedi.
Mübarek Buckingham Sarayı'da kahvaltı için giyinmemiz gerek!
Kendisi giyinmiş bile!
Terlik dışında kreasyon Sal-Pa'dan teyze katkısıyla.
Evdeki hakiki köpek yetmedi birde çakması alındı. Ama bu "tuvalete felan gitmiyormuş, hem de eğitimliymiş!"
Hadi iyi kahvaltılar!
Uykusuz geçen geceden sonra sabah beni cıvıldayarak uyandıran bu güzellik
"Kalkın giyinin! Kahvaltı zamanı" dedi.
Mübarek Buckingham Sarayı'da kahvaltı için giyinmemiz gerek!
Kendisi giyinmiş bile!
Terlik dışında kreasyon Sal-Pa'dan teyze katkısıyla.
Evdeki hakiki köpek yetmedi birde çakması alındı. Ama bu "tuvalete felan gitmiyormuş, hem de eğitimliymiş!"
Hadi iyi kahvaltılar!
11 Temmuz 2013 Perşembe
Yine Eminönü'ndeyiz
Yarabbim biz 3 kişi, ablam meleğim, kuzum ve ben şahane bir gezi ekibiyiz.
Minibüs- Metro- Vapur'la başladık güne.
Bazen biz ona söylensekte yine de İstanbul bize güzelliklerini sundu.
Denizdeki balıklar bizi şaşırttı. İskelenin dibinde resmen sürü vardı. Sabahki tostumuzu paylaştılar.
Eminönüne gidip Yeni Camii'deki güvercinleri beslemeden olmazdı.
Sonra doğru Mısır Çarşı'sı. Fakat esnafımız Türklere hizmet etmemekte kararlıydı.
Bu sene gördüğümüz 570 TL fiyat verdikleri Swarowski taşlı kahve takımları pek bir ışıl ışıldı:)D
İstikamet Şarkhan'dı. Dıştan 2 katlı olan ama içten 6 katlı bu hanı 3 saatten fazla sürede gezebildik. Güzel hediyelikler, şahane yapay çiçekler ve çok şık dekoratif objeler vardı ancak çok ucuz değildi. Nikah şekerleri, süslemeler, sünnetlik ve bebek şekerleri de vardı ama bizim ilgi alanımıza girmediğinden fiyatlarını sormadık. Biz deniz kabuğu kolleksiyonumuza yeni ve şahane kabuklar aldık, İdoş kuzulu kumbara ve gece lambası aldı ama kumbarayı getiremeden kırdı.
Sonra bizim klasiğimiz olarak Namlı Şarküteri'de yenen soğuk sandviçlerle geziyi tamamladık.
Ve geri dönüş yapıldı. Sabah 09.00'da çıktığımız eve girişimiz 16.30'du:)D
Bu son pozlarsa mübarek artiz midir nedir dedirtti!
Minibüs- Metro- Vapur'la başladık güne.
Bazen biz ona söylensekte yine de İstanbul bize güzelliklerini sundu.
Denizdeki balıklar bizi şaşırttı. İskelenin dibinde resmen sürü vardı. Sabahki tostumuzu paylaştılar.
Eminönüne gidip Yeni Camii'deki güvercinleri beslemeden olmazdı.
Sonra doğru Mısır Çarşı'sı. Fakat esnafımız Türklere hizmet etmemekte kararlıydı.
Bu sene gördüğümüz 570 TL fiyat verdikleri Swarowski taşlı kahve takımları pek bir ışıl ışıldı:)D
İstikamet Şarkhan'dı. Dıştan 2 katlı olan ama içten 6 katlı bu hanı 3 saatten fazla sürede gezebildik. Güzel hediyelikler, şahane yapay çiçekler ve çok şık dekoratif objeler vardı ancak çok ucuz değildi. Nikah şekerleri, süslemeler, sünnetlik ve bebek şekerleri de vardı ama bizim ilgi alanımıza girmediğinden fiyatlarını sormadık. Biz deniz kabuğu kolleksiyonumuza yeni ve şahane kabuklar aldık, İdoş kuzulu kumbara ve gece lambası aldı ama kumbarayı getiremeden kırdı.
Sonra bizim klasiğimiz olarak Namlı Şarküteri'de yenen soğuk sandviçlerle geziyi tamamladık.
Ve geri dönüş yapıldı. Sabah 09.00'da çıktığımız eve girişimiz 16.30'du:)D
Bu son pozlarsa mübarek artiz midir nedir dedirtti!
8 Temmuz 2013 Pazartesi
Şu günlerde İdil
Kankası ve kankasının kardeşiyle her gün öğleden sonra bahçeye çıktı, Barbie'lerle oynadı, bisiklete bindi, koşturdu
Stil ikonluğuna devam etti
Hintlilerin Bindi'sini taktı
Anneanne ile keyife devam etti
Kitapçıları talan etti
Bugün de saçını kestirdi
Tatil ona güzel yani,bize düşen hanımı eğlendirmek:)
Stil ikonluğuna devam etti
Hintlilerin Bindi'sini taktı
Anneanne ile keyife devam etti
Kitapçıları talan etti
Bugün de saçını kestirdi
Tatil ona güzel yani,bize düşen hanımı eğlendirmek:)