24 Ağustos 2013 Cumartesi

45 yaş ve 14 yıl

















Buruk geçmemesi için büyük önlemler alınan 45.yaş günüm ve 14. evlilik yıldönümümüzden...
Bazen normal davranmaya çalışmak bile o kadar yorucu ki... Sırf İdoş üzülmesin diye giyindim, takı taktım, pasta aldık üfledik. Gariban Derviş bile hiç yapmadığı şeyi yapıp süpriz çiçek gönderdi.. Meleğim ablam organizasyonu üstlendi, güzel bir gün geçirdik. Sabah dikişlerim alındı, öyle 3-5 değil 38 dikiş. Neyse işte.. Seneye daha güzel olacak eminim.

16 Ağustos 2013 Cuma

Eve döndüm

Bu sefer herşey farklıydı diğer ameliyatlardan...Normalde pek ağlamam, hele yabancıların yanında asla ama bu sefer daha odada başladı ağlamalarım.. Sonra ameliyathanede devam etti. Hemen dayadılar narkozu da susturabildiler...
"Beni kızımın yanına sağsalim gönderin ne olur!" diye diye uyudum.. 2,5 saat sürdü ameliyat, çıkarken ameliyathanede 2 kez istifra ettim. Odada 2 saatten fazla uyudum.
Tek korkum ameliyattan çıkamamaktı, çok şükür çıktım. İlk gece serum,ağrı vs pek uyuyamadım ama 2 ve 3.geceler sadece 2 'şer saat uyuyabildim. O yatak bana battı, biran evvel eve dönmek istedim.
O kadar şanslıyım ki ailem ve Derviş konusunda!
Abim ve Zerra'cım benim için Gökçeada'dan geri geldiler ve İdil'i evlerine götürdüler. Havuz, oyun parkı vs ile oyalanan İdoş çok garipsemedi durumu..
Ablam evi barkı bırakıp 15 gündür bizde kaldı anneme ve Potuk'a baktı, daha bu gece evine döndü. Mesaisini gündüze çevirdi:)
Derviş hastanede gene yanımdaydı. Sigara içmeye bile sayılı gitti, bana bebek gibi baktı.
Çarşamba abim İdoş'u hastaneye getirdi, kapıdan bir bakışı vardı, meraklı, üzgün, karma karışık..
Sonra koştu "Hangi tarafına sarılmayacağım?" diye sordu ve sonra koynuma girdi ve 5 dakika hiç ayrılmadı. Sonrasında da yanıma oturdu ve hiç kalkmadı.
Tabii bende direni yani kan akan hortumları sakladım, normal koltuğa oturdum, yatakta yatmadım ki çok etkilenmesin diye.
Dün eve döndük, ağrılar devam ediyor ama dayanılmaz değil. Geçecek bugünlerde, bakalım yaralar iyileşsin bende gidip Onkolog'a gideceğim ve tedavinin kalanı neymiş onu öğreneceğiz.
Şimdi evde kara kuzumla hasret gideriyorum, moralim iyi.
Yeni görüntüm beni çok rahatsız etmedi. Sanki tek memeli olmaktansa hiç memeli olmamak daha iyi geldi. İdoş'ta bana
"Anne seninle benim me.melerimiz birbirine benziyor! Biz kardeş mi olduk?" dedi:)
 Anneme "kanser" demediler de "risk var diye iki memesini aldılar" dediler, o da idare ediyor. Dakika başı "ağrın varmı " diye soruyor. Gelenlerden biri iki me.mesi alınan birini anlatmış," 25 senedir yaşıyor " demiş, bana durup durup onu söylüyor.
"Herhalde yaşayacağım anne, ölecek halim yok" diyorum:)
Haberler böyle yani..