14 Mayıs 2016 Cumartesi

Mezuniyet Balomuz

Sınıftaki anneler Mezuniyet Balosu işini sene başından beri ciddiye aldılar, daha doğrusu kız anneleri. Önce otellere soruldu, çok fahiş fiyatlar istendi. Bizim grup anneler ve çocuklar yemeği yapsak diye önerdik, sonra hepimize yakın olan Pamukspor havuz başı restoranında akşam yemeği olarak karar verildi. Araştırmalara geç başlamışız - Nisan ayı- o yüzden Haziran için yer bulamadık. Mayıs sonu da bulunmadı ve en son 12 Mayıs günü -kalan tek günmüş- karar verildi.
İdil'in elbisesi vardı yeğenimim nişanında giydiği. Ben öyle büyüklerin giydiği abiyelerin küçük versiyonlarını hiç sevmiyorum, çocuklar çocukluklarına uygun giysiler giymeli, öyle topuz saçlar, makyaj olmamalı. İdoş'un saçını maşa yaptıracaktık ama randevu almadık. Meğer o gün yakınımızdaki 3 kuaför fullmuş. Ablam meleğim ben dışarı çıkamadığımdan pantalonumu terziye verdi, aldı getirdi. İdil'le çarşıya çıkıp bigudi aldı, eve gelip saçlarını sardı. Elbisesine uygun ayakkabıyı aldı. Meleğim olmasa ne yapardım ben? Allah milyon kere razı olsun.
Yemek akşam 7'de başlayacaktı, bizde 7'de ordaydık. Girişte havuz başında çocukların tek ve aile ile resimleri çekildi. Allahtan anneler benim için düz ayak, merdivensiz bir yer bulmuşlar. Dervişimle beraber içeri girip masaya yerleştik. Çocuklar okulda bazı danslar hazırlamışlar, evde de prova yaptılar. Hepsi heyecanlıydı, koşturdular. Tabii beklenen oldu ve oğlanlardan biri havuz kenarında koşarken havuza düştü. Diğer çocuklardan yedek kıyafetler aldılar. Allahtan yüzme biliyormuş da bir tatsızlık yaşanmadı. Öğretmenimizin veda konuşması ardından danslar başladı. Erkeklerimizi pistte görmek mümkün olmadı, kızlarımızı da pistten indirmek mümkün olmadı.
Anneler ve kızlar oynadı, biz oynayamadık... Kızımın pistte dikilip onlara bakışı beni çok ama çok üzdü... Bizde oynamalıydık, sonra ya hiç gidemeseydim diye düşündüm... Karmakarışık duygular...
En son baba-kız dansı yapıldı ve eve döndük. Dervişin danstaki hali görmelere layıktı, çok mutlu ve gururluydu. Canlarım benim, Rabbim ayırmasın bizi.
Restorana girerken az kişi vardı, çıkışta tabii bastonla herkes gördü ama çoğu yanıma gelip iyi dileklerini sundu ama acıma duygusu olmadan. İdoş önden önden gitti....
Eve gelince "Keşke sende iyi olsaydın da bizde seninle dans etseydik" dedi.
Geçecek inşallah.... Ama bazen zor zamanlar yaşıyoruz.








 Ertesi günde Ablam meleğim bizim kuzuyu Kidzania'ya götürdü. Döndüklerinde bana kendi yaptığı çizi kraker, hanımeller kurabiye, jellybon, parfüm getirdi. Ayrıca dondurma da yapmışlar ama getirememiş tabii. Çok eğlenmiş, çok yorulmuş ve çok mutlu olmuş. Yine Ablam meleğim sayesinde...