29 Ekim 2013 Salı

3 hal'im

İdoş artık kel halime alıştı. Evde ferah ferah geziyorum. Saç olmayınca, yağlandı, yıkandı derdi de yok.

İşte benim 3 hal'im

Kel halim

 Örtü kullanınca Nadire İçkale veya efe halim

 Peruklu halim

Bir de kemoterapide, sadece 1 kemoterapide kullanılan ilaçları gösterelim.


Bu koliyi küçük falan sanmayın, kettle boyunda bir kolidir!

Üstelik dolapta 4 tane daha ilaç var ki toplamı 5.000 TL.

Neye yanayım bilemedim ki!!!!

24 Ekim 2013 Perşembe

Geçtiğimiz pazartesi yapılması gereken 2.kemoterapide başta herşey normaldi. Sonraki ilaca geçildiğinde çok ağır bir alerji sorunu yaşadım. Daha ilacın serumdan damara gittiği dakikalarda önce nefes darlığı ile başlayan ve 30 saniye içinde dilimin şişip nefes yolumu kapaması, dudaklarımın inanılmaz şişmesi, nabzımın 140'a, küçük tansiyonumun 10.5 fırlaması arasında 2 dakika vardı. Hemşirelerin acilen alerji ilacı verip, oksijen makinasına bağlamaları ile 1 saat kemoterapiye ara verildi. Bildiğiniz ölümden döndüm! Eğer orda hemşireler bir dakika daha geç müdahale etse, yemekte olsa, tuvalete gitmiş olsa şu an yaşamıyordum!
Bütün gün boyu kalp çarpıntısı ve yüksek nabız problemi sürdü. Gece 02.00'de en son 115 nabızla sızdım. Dün ve bugün doktorla görüşmeler vs ile tedavi şekli tekrar değişti. 1 doz kemoterapi 3'e bölündü. 3 haftada bir olan kemoterapi her hafta yapılacak, sayısı 6 iken 12 olacak. Sonrasında He.rceptine diye yine yan etkileri çok yüksek ilaç için 21 günde 1, 12 doz daha tedavi olacak. Tabii 2 kolun damarı kullanılamadığından yine ameliyatla port takılacak...
Yani herrrrşey boktan!

20 Ekim 2013 Pazar

Bayram ganimeti

Bayramda Day'cım'ı, teyzeyi ve halayı soyup soğana çeviren hanım dudu ganimetleri kaptı.
Hep hayallerinde olan Barbie evi ve 3 monster high daha.
 Evimiz, avizesi ve yatağı



 Muftağı, merdivenleri, aynalı komidini


 Gizli kasası ve bebekleri


Bu bayram ona yaradı yani:)D
Laf aramızda ben de epey oynadım:))))

Kedili kahvaltı

Tam 1 haftadır Derviş uyuya uyuya şişti. Pamuk ablamda olduğundan sadece bayramın ilk günü ablamlarda bayramlaştık. Sonra eve bir kapandık ancak bugün zoooorrrla çıktık.
Kahvaltıyı bize yakın bir yerde yaptık. Sonra İdoş ve Derviş parkta oynadı ve pazar klasiği balığımızı alıp eve döndük.
Kahvaltımızı kedilerle paylaşınca İdoş
"Sanırım benim hayvanlarla aramda özel bir bağ var" saptamasında bulundu.










Yarın 2.kemoterapi. Yani bana yine 1 hafta yatak düşüyor...

16 Ekim 2013 Çarşamba

Zor bir gün daha....

Üç gün önceden saçlar dökülmeye başladı ama öyle avuç avuç değildi. Bugün avuç avuç elime geldi yıkarken...Sonra Derviş'in eline verdim makineyi, saçları kazıdık. İşin zor kısmı ise sürekli ağlayan İdil oldu.
"Çirkin oldun şimdi" dedi
"Ben saçsız anne istemiyorum" dedi
Halbuki saçımın döküleceğini söylemiştim ama tabii canlı görmesi başka oldu. Bana sarılmadı, suratıma bakmadı, ona sarılmamı istemedi.
Biraz kucağımda oturdu, sonra zorla baktı yüzüme.
Arife günü gidip peruk almıştım, bakıp da "... teyzeye benzedin" dedi ki o bilmem kim teyze azıcık çirkindir:)D
Sonra bayram harçlıklarıyla barbie evi ve monster high bebekleri almak için carre.four'a gitmek istedi ama peruk başımda hiç saç olmayınca kaydı ve ben başıma örtü örttüm. Ondan da rahatsız oldu.
"İnsanlar seninle alay edecekler" dedi.
Oyuncaklar alınınca ve kimse bana gülmeyince morali düzeldi.
Fakat evde hiçbir surette kel halimle oturmama izin vermiyor.
"Başın üşür, hasta olursun" diyor.
Ne yapalım, bugünlerde geçecek ama çok zor geliyor bu süreç...

7 Ekim 2013 Pazartesi

Kanser+ annelik = duble sabır

Son 2 gecemiz uykusuz geçiyor.
Bizim hatun okul sezonu açılmasıyla hastalık sezonunu açmış vaziyette.
Onda olabilecek nezle- grip gibi hastalıklar bana duble geçeceğinde bu durum tehlike arz ediyor.

Şöyle ki kemoterapide kullanılan ilaçlar tüm beyaz kan hücrelerini öldürdüğünden vücut hiçbir hastalığı kendiliğinden tedavi edemiyor. Yani nezle bile olsam düzelemiyorum.

İlaç kullanmam yasak, dahası nezle ve grip gibi bir hastalık geçirirsem kemoterapi aksıyor, çünkü kan seviyesi düşüyor.
Tabii çocuk bunu anlamıyor. Hasta olduğu halde benimle yatmak istiyor. Uyusun diye bekleyip sonra başka odaya geçiyorum, yanıma gelip ağlıyor.
Ben uyumuşsam halının üstüne yastık, battaniye atıp yerde uyuyor.
Babayla yat deyince "O horluyor, uykumu kaçırıyor" diye ağlıyor.
Baba kızıyor "Annen hasta olursa seni asarım keserim" diyor, çocuk ağlıyor, ben sıkılıyorum.

Bu arada Potuk'un gece sayısız kaşınmaları, yalanmaları, gezinmeleri de uykumun içine ediyor....

Sabah okula göndermedim, doktora götürüp ilaçlarını aldım, sonra Maltepe'de oyuncakçılara bakmak istedi. Halim yok ama kıramadım, oyuncak baktı, vcd film aldı. Şimdi o film izliyor.

Bir de kafama takılan birşey var. Bana kemoterapi sonrası herceptin diye bir ilaç daha verilecekmiş, 1 yıl süre ile her 21 günde bir, aynı kemoterapi gibi serumla birlikte. Ancak bu ilacın çok ciddi yan etkileri varmış, kalıcı kalp rahatsızlığı ve akciğer hastalıkları riski gibi.
Zaten hali hazırda tiroid kanseri ve hastalığı nedeniyle günlük ömür boyu yüksek doz tiroid hormonu aldığımdan kalp ritmim bozuk, birde bu herceptini tam 1 yıl kullanıp gel de beni kalp hastası yap demek istemiyorum. Eşim doktor - başka branş- arkadaşlarına sorduruyor ama kafam karma karışık ve canım çokkkkkkkk sıkkın! İki ucu boklu değnek diye buna deniyor sanırım ve tabii herrrrr olumsuzluk gibi o da gelip beni buluyor!!!








1 Ekim 2013 Salı

Kemoterapi başladı

Burası bizim kişisel tarihimiz ya, o yüzden keyifli bir konu olmadığı halde yazmalıyım dedim.
Geçtiğimiz Cuma günü sabah İdoş'u okula yollar yollamaz gidip kan verdim, kemoterapi için reçete yazdırdım, rapor aldım. Eve döndüm, kahvaltı, annemin ilaçları, öğlen yemeği, İdil okuldan dönmeden okuldaki sınıf toplantısına gittim. Ordan çıktım, hem reçetemi, hem kan tahlillerimi aldım. Eczaneye uğradım, ilaçları yazdırdım. Velhasıl haşatım çıktı. Tabii kan testi sonucu hemşirelere telefonda okundu, çünkü kan sayımı düşük olursa kemoterapi vermiyorlar.
Pazartesi verilen saatte kemoterapi için gittik. Tabii 2 memede olmayınca ve koltuk altı bezleri de alındığından o iki kol kullanılamıyor. Haydi ayaklarda damar arandı. Ayak ve elüstü damar açılması çok can yakan bir durum ama yapacak birşey yok. Bir ayakta 3 yer delindi, kurcalandı, olmadı, öbür ayak delindi. Yaklaşık 45 dakika ayaklarla uğraşılınca bayılacak hale geldim. Sonra ilaçlara başlandı. Bu ilaçlar seruma katılarak veriliyor. Bazısı kalp çarpıntısı, nefes darlığı yapıyor, kimi baygınlık gibi bir his veriyor, kimi alerji yapıyor. Yapıyor oğlu yapıyor. 3 saatte ilaçlar bitti. Tabii gelecek tedaviye kadar hatta tüm tedavi boyunca nezle, grip olmayacaksın. Bunun için toplu taşıma kullanmayacaksın, kalabalık yerlere girmeyeceksin vs vs.. Geçen seferki kemoterapide mide bulantısı çok yoğundu. 5 gün yemek yedirmezdi. Şimdi baş dönmesi çok yoğun, uzun süreli oturamıyorum. Bazen tuvalete bile yanlız gidemiyorum. Yoğun bir baş ağrısı da cabası...
6 doz kemoterapi olacak. Yarın çıkacak başka bir test sonucuna göre tedaviyi 1 yıla uzatacak ve yine kemoterapi gibi 21 günde bir serumla verilecek ek bir tedavi daha olacak. Tabii bu koldaki damarları kullanamamaları nedeniyle bir port takılması istendi. Onun içinde gene bir ameliyat vs vs vs..
Şu aralar keyifsizim yani..