19 Şubat 2013 Salı

İzlediklerime devam

Önce çok beğendiklerim


Broken- Koşulsuz sevgi
Günümüz İngiltere'sinde orta sınıf bir aile ve yanlış anlaşılmalarla çıkmaza giren hayatları. Konunun işyelişi, babanın çocuklarına düşkünlüğü, ilk aşk, zeka geriliği olan genç yüzünden yaşananlar vs vs. Ben çok beğendim hele ki en sevdiğim adamlardan Tim Roth olunca.







The Liability - Yine İngiliz filmi, yine Tim Roth fakat tamamen farklı bir rol. Üvey babasının pahalı arabasını haşat eden 19 yaşındaki genç, üvey babanın kendisine bulduğu işte çalışarak borcunu ödeyecektir. İş ise kiralık katile yardım etmektir.








Eski film olmasına rağmen benim yeni seyrettiğim
Hangover - Felekten bir gece 1+ 2
Bir arkadaşları evlenmeden önce Las Vegas'ta bekarlığa veda eğlencesi düzenleyen 3 kişi sabah uyandığında hiçbirşey hatırlamamaktadır ve damat ortada yoktur. Acaip güldüm.

Serinin 2.si çok güzel değil ama yine de bu manyak ekip için seyredebilirsiniz. Yine düğün ama bu sefer Bangkok'ta ve damat değil, gelinin kardeşi kayıp.



















Bond- Skyfall
Sırf Daniel Craig için bile izlenir ama film İstanbul'da başlıyor. Fakat İstanbul'da başlayan tren kovalamaca Adana'da devam edince yuhh demedim değil. Yine de güzel film, Bond filmi işte. Ne ararsan var.








Bourne Legacy - Bourne'un Mirası - Hiç mi heyecan düşmez? Düşmedi! Aksiyon, aksiyon, aksiyon. Tüm seri güzel ama ben hep ilkini tercih ediyorum. Bunda Matt Damon yok.








Silver linings playbook - Umut ışığım - İlk kez Bradley Cooper'ı beğendim. 2 arıza tipin sıradışı ilişkileri . Çok güzeldi.









English Vinglish - Hint film ama güzel. Ailesi tarafından İngilizce bilmediği için aşağılanan ev kadını, yeğeninin düğünü için gittiği ABD'de dil kursuna gider. Kendine güveni yerine gelir vs vs








Hobbit - Unexpected Journey - Serinin başlangıcını görmek ve eski güzellikleri yad etmek için seyredilebilir ama Yüzüklerin Efendisi tadını beklemeyin.








 Hope Springs - Aşk Yeniden - 31 yıllık evli çiftin kadın olanı evliliklerinin eskisi gibi olması için bir danışmanın seanslarına yazılır. Erkek gitmek istemez, sonra gider ancak gönülsüzdür. Evliliklerin eskimesi konu ediliyor. Kendinizi bulabileceğiniz filmlerden. Fakat bildiğiniz psikiatri seansı tadında. Seans sahneleri biraz çok olmuş ama güzel güzel.






Fazla beğenmediklerim

Anna Karenina - Romanını ve önceki çevrimleri çok beğenmiştim ama bunu sevmedim. Bir kere Keire Knightly'den Anna Karenina olmamış. Birde tüm film boyunca dekorlar gözümüzün önünde değişince ben filme konsantre olamadım. Tek güzel şey Jude Law sayesinde sevilesi ve acınası bir Karenin .







Uzakdoğu filmlerinden ilk romantik denemem
A moment to remember- Hatırlanacak bir anı
Yarıda bıraktım. Beğenmedim.









Limitless - Limitsiz - Bir hap alıp bir anda beyninin %100'ünü kullanabilseydin neler olurdu. Konu ilginç, işleniş güzel ama ne bileyim ben çok beğenmedim.








The Words - Çalıntı Hayat - Yazma sıkıntısı çeken bir yazar adayı,  kimin olduğunu bilmediği birinin yazdığı bir kitabı bulur, kendisininmiş gibi yayınlatır , büyük başarı elde eder , kitabı yazan kişi ile tanışır ve olanlar. Çok daha güzel olabilirdi hele ki Jeremy Irons varken. Olmamış.







Ve en berbatı - Resident Evil 5- Allah'ım Derviş'in en sevdiklerinden çünkü video oyunu gibi. Al silahı vur kim gelirse.









1 yorum:

Robin Goodfellow dedi ki...

unutulmazfilmler.com diye bir site keşfettim. şahane filmler var. yeni yeni filmlerle tanıştım pek memnun kaldım. ben de film tavsiye edeyim adı: incendies. sonunda şok şok şok oldum. öbürü ise amour (aşk). pek güzel pek üzücü.