18 Nisan 2015 Cumartesi

Berbat bir deneyim oldu, hiç yazmamayı düşündüm ama sonra bugünleri yaşadık dedim kendime,bende yer etti, bir sebeple oldu, hatırlamak gerek, unutmak değil.
Tam artık iyileşiyorum diye sevindiğim, sosyal hayata yavaş yavaş adım atıyorum diye mutlandığım zamanlardı. Babaannemiz bize geldi, 3 gün kaldı İdil çoook mutluydu. Ranzanın altında yatan babaanne ile üstte yatan torun mutluluktan cıvıl cıvıldı. Bir sabah İdil sabah boynuma atlayıp ayaklarını kaldırınca, o 30 küsur ağırlık zaten yamuk ananın belini incitti. Üstüne yorgunlukta binince zaten iflas edip yenilenme çabasındaki bağışıklık sistemi çöktü. Titreme nöbetleri, yüksek ateş ve hazır yemeği bile kalkıp ısıtamayacak derecede yorgunluk baş gösterdi. Garibim Derviş 1 hafta işe gitmedi. Sonra meleğim ablama telefon edip gelip bize bakar mısın dedik. İkiletmedi tabii, koştu geldi.
Normalde ben asla ama asla başkasının yanında ağlamam hele ki kızımın yanında ASLA!
Ama telefonu kapar kapamaz böğüre böğüre ağlamaya başladım. Derviş koşarak mutfaktan geldi, bana sarıldı. Bir tarafa İdil geldi, diğer yanıma annem geldi. Hepsi şok oldu tabii. Ne yapacaklarını bilemediler. İdil gidip su getirdi annem koluma sımsıkı yapıştı. Hiç susturamadım kendimi. Uzun uzun sümükler burnumdan aka aka ağladım sonra kızımı daha fazla üzmemek için ona sarıldım ve "Geçti annem, sinirim bozuldu ama düzeldim artık" dedim. Kızım ağladı biraz daha, ben sessiz ağladım. Annem de ağladı..
Akşam acile gittik, gene ateş düşürücü serum yapıldı, doktorumuza telefon açıldı. Vitamin ve bağışıklık sistemi için ilaç alındı. Ablam meleğim elimizi hiç bir şeye sürdürmeden bize baktı ve ortalık süt liman oldu. Yaklaşık 10 gündür evden çıkmadım. Canım istemedi. İştahım kesildi. Ama vitaminleri alınca bugün gözümü açtım. Demek ki neymiş? İnsanın kendi kendine de nazarı değermiş.

4 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Ah be canım, inişler çıkışlar oluyor işte. İyi ki o sevgili insanlar seninle birlikteler.Biraz daha dikkat!Daha da iyi olacaksın. Kesinlikle olacaksın.

Adsız dedi ki...

Benzer yollardan geçen biri olarak aynı krizi hastanede yatarken yaşadım.Asistan psikiyatriden konsültasyon istemiş,haberim yokken bir psikiyatr geldi"öfkeni dışa vurmaktan çekinme,gerekirse anıra anıra ağla,bu çok sağlıklı bir tepki,insanları üzerim diye düşünme,şu aşamada önce kendini düşünki sevdiklerine uzun vadede yararı olsun.Hem güçlü ol,hem gerçekci ol dedi.

Ben cevaben gerçekci olup vasiyetimi mi yazayım dedim,gerekirse onu da yaz,içinde eksik yaptığın bir şey duygusu kalmasın" dedi.O çıktıktan sonra refakatçi kardeşimin dışarı çıkmasını fırsat bilip,vasiyetimi yazdım,çantamın gizli bir yerine koydum.Ağlaya ağlaya yazdığım o vasiyet beni çok rahatlattı.6 ay daha berbat tedaviler gördüm,ölümcül ameliyatlar atlattım ama son bir yıldır iyiyim Allaha şükür.Vasiyette bir buçuk yıldır çantam da duruyor,bir muska gibi beni rahatlatıyor,yalnızca doktor olan kardeşime söyledim varlığını ameliyata girerken.

Sizin çok daha mutlu günleriniz olacak!

Asortik Krep dedi ki...

Okumak bile zordu yaşaman da elbet kolay olmamıştır.Ben sen yazdıkça ve paylaştıkça seninle konuşuyor gibi oluyorum, devam et lütfen.

İdil'li Hayat dedi ki...

Sevgili öğretmenim, haklısınız, bu aile bulunmaz nimet benim için.
Sevgili Adsız damdan düşenin halini damdan düşen anlar diye boşa dememişler... Psikolojik destek alıyorum ve inan ölümden korkmuyorum. Rabbim elbet kızım için en iyisini verecek. Belki annesiz belki anneli büyüyecek onu Rabbim bilir. Ölüm benim için kurtuluş dünya dertlerinden ama bu acizlik hissi ve halen düzelememe beni çok üzüyor.. Geçecek elbet, sabır gerek ama bende bir kulum, arada hata yapıyoruum.. Size de çok geçmiş olsun Allah tekrarını yaşatmasın.
Asortik teşekkür ederim..