11 Ocak 2017 Çarşamba

Karlar düşer, düşer ağlarım

Ben kar sevmem. Hatta bana bedava Uludağ tatili verseler istemem.
Günlerdir hevesle kar bekleyen İdil, okullar da tatil olunca delirdi desem yeridir.
Yarabbi, gece 2'de kalkıp pencerede kar beklemek, ilk kar görününce perdeleri ardına kadar açmak,  aşağı kar oynamaya ne zaman ineceğiz diye kankisinin annesini telefonla taciz etmeler v.s.
Fekat, kahpe kader onu ve anneanneyi gribimsi bir hastalığa yakalattı. Öksürüyorlar, afedersiniz b.algam var, ateş İdil'de var, midesini bozduğu için kusuyor, anneanne ise nefesini zor alıyor.
Tabii bu hastalık sebebiyle dışarı çıkması yasaklanınca "Tek isteğim kar'dı, Şimdi ne yapayım? Ne güzel yağıyor,ama ben elleyemiyorum bile." diye isyan içinde boncuk boncuk ağladı. Hadi dedim klimanın üstümdeki birikmiş karla 10 dk oyna, yeterli gelmedi, anneanne ile ikisi camın önünde kar seyrettiler.


 Sonra anneanne oturmaktan yorulup koltuğuna yatınca bizim kuzu koltuğa resmen tüneyip sessiz ağlamalar devam etti. Sonra iki koltuğu birleştirip yatak yaptı, bana da ayıcığı ile kendine kitap okutturdu. 15 sn geçmeden sızdı. 3 saat uyudu.





Sonra uyandı, koltuğu gene pencereye dayadı ve üzgün üzgün oturup ağladı. 2 gün dışarı çıkarmadım, düzelir gibi olunca 3.gün 30 dk. oynadı arkadaşlarıyla ve benim vicdan azabım nihayete erdi. Ulan kar, bir daha gelme. Zırıl zırıl ağlayan çocuk istemiyorum. Mütemadiyen "Ya kar biterse? Ben oynayamadan biterse ne yaparım? diye bütün gün mızırdanan bir çocuğa katlanamam.



Hiç yorum yok: