Keyifsizim, uzun zamandır yazmamamdan anlaşılacağı gibi... Özel bir neden yok, olan bir terslik yok. Genel olarak canım sıkkın.
Kemoterapi biteli 6 hafta oldu, kaşlarım, kirpiklerim ve saçlarım yavaş yavaş çıkmakta.
Neyse, boşverelim bu sıkıcı mevzuları.
İdil hanım okula sabah gittiğinden en geç 21.00 gibi yatar, biz yatmadan babası son kez tuvalete kaldırır. İşte o aşamada annemin deyimiyle "kafası kuş gibi düşer" yani uyur gezer gibidir. Geçenlerde yine böyle bir tuvalete kaldırma seansında babası
"Hadi git annenin yanında yat" deyince o uyur gezer kişilik resmen koşarak bizim yatağa atlamaz mı?
Allahım! Herşeyi numara bunun ya!
Bir de bu ara Disney'de "Violetta" diye benim zamanımdaki "Fame" tarzı dizi var. Oradaki Leon'a yani Jorge Blanco'ya aşıkmış. Rüyasında o, odasına gelmiş, İdil'i öpmüş ve üstteki ranzada yatmış! Ayyy, çok tatlıymış. Her gün kapıcımızın kızı ve oğlu okul sonrası bize geliyor ve üçü oynuyorlar. Oyunda çığlık çığlık "Jorge, kurtar bizi" diye bağırıyorlar.
Çok gülüyorum. Yani my little pony'den biraz fazla sıçramadı mı?
Damat adayım pek bir temiz yüzlü. 14-15 olsun gider rockçı tiplilere aşık olur.
İnanması zor ama büyüyor...