25 Ocak 2014 Cumartesi

Tatil başladı


Bilenler bilir, benim kuzumun bu yıl okul başlamadan hastalanan sevgili öğretmeni ilk sömestre 1 hafta kala geldi. Nasıl mutlu olduk, hele İdil! Artık sabahları koşarak okula gidiyordu. Dün karne aldık.



Karne çok güzeldi, tabii karne hediyesini de kaptı.

Sonrasında da saatlerce oynadık, oynadık, oynadık.


Şimdi sıra dinlenmede..


17 Ocak 2014 Cuma

Tren, aksesuar aşkı ve biz

Dün son kemoterapiydi ancak Herceptin tedavisine 11.ay sonuna kadar 3 haftada 1 devam edilecek ki bu da serumla beraber veriliyor, 3.5 -4 saat sürüyor, alerji yapıyor, çarpıntı ve terleme yapıyor vs vs vs..
Dün gece Derviş ve İdil Tsubasa seyrederken evde tren yaptılar. İdil ve Potuk benim kucağımda, Derviş onların önünde, tam bir tren gibiydiler.


Potuk'un uyku keyfi ise yine tam gazdı. Bu sefer İdil'in ayakları üstünde uyuklamaya çalışıyor.
Ve gecenin moda olayı, aksesuarlar ve ailemiz temalı çalışmamızdan kareler.
 Kaş ve kirpikleri de sayıyla belirtilebilecek kadar az anne.
 Evin kralı Derviş baba



 Anne- kız keyfi, burda anneannenin tabiriyle- vaktiyle süslü bir gayrımüsli komşunun adıyla anılan ve ailemizde süslü anlamına gelen - Mumuka tacı.
Eh, evin kraliçesi kim o da belli olsun değil mi?

7 Ocak 2014 Salı

Ortaya karışık






 Yılbaşı ganimeti mini mutfak ve Damat Ken ile bitmeyen evcilik partileri yapıyoruz.




 Yalancıktan Potuk'a sevgi gösterilerinde bulunuyoruz.


 Zerra'cım ve Day'cımın yılbaşı hediyesi elbise ile manken gibi pozlar veriyoruz.

Yılbaşı akşamından Day'cım ve aile hatırası. Anneanne ve teyze ile bire bir resim çekilemedi, star kaprisi yüzünden. Alın size meleğimin hazırladığı, Zerra'nın katkıda bulunduğu sofradan bir kare.
Umarım yeni yıl artık sadece güzellikler ve sağlık getirir hepimize.

5 Ocak 2014 Pazar

Son 2'deki halim

Kemoterapi 2 tane kaldı ama daha H.erceptin'in ne kadar verileceği belli değil ki o da kemoterapi gibi 3 saatte seruma katılarak damardan veriliyor.
Her sabah 07.30'da kalkıyorum, "hadi kızım, kalk kızım"larla hatunu uyandırıyorum. Tost ya da peynirli ekmek, artık tercihi nasılsa hanımın, hazırlıyor,Potuk'un gözlerini temizliyor, mama ve suyunu dolduruyorum. Bu arada bizimki hala yatağında boş bakışlarla oturuyor. Zorrla kaldırılı giydiriliyor, mızıldanıyor, ilaçları içiriliyor-kış başından beri geçmeyen öksürük- beslenme hazırlanıyor, suları dolduruluyor, çantasına selpaklar ve ıslak mendillerle konuluyor ve 08.20 gibi kapıcımız gelip alıyor. O 1 saatte resmen hışımı çıkarıyor. Şu aralar midem berbat, yemek yemeği kaldırmıyor ama garip şeyleri yiyebiliyorum. Mesela kızarmış ekmek. Normalde sevmem, şimdi normal ekmek yiyemiyorum. Mesela yatakları topladım değil mi, 1 saat dinlenmem gerekiyor. Geceleri uyku uyuyamıyorum, o yüzden ilaç içiyorum ve kütük gibi kalkıyorum. Sürekli boğaz ağrısı çekiyorum ve geceleri bazen kuru öksürükten uyuyamıyorum. Hayatımda burun kanaması bilmem, kemoterapi kanamayı arttırdığından ciddi şekilde günde en az 5-6 kez burnum kanıyor.
Günün çoğunu yatarak geçiriyorum, arada resmen sızıyorum, yani İdil falan yanımda oynuyor, hiç duymuyorum. Port 2 seferdir ilaçlardan alerji yapıyor ve omzum hem şişiyor, hem ağrıyor. Portu deldiklerinde yarım saat o içerdeki yani omzumdaki sıvının çıkması için bekliyorlar. Evde sürekli buz koyuyorum ama pek fayda etmiyor. Artık ciddi olarak hırpalandığımdan bir an evvel bitmesi için dua ediyorum.