Cuma günleri temizliğe gelen Esma'mıza rica ettim. 2 erkek annesi olarak traş bile elinden gelen Esma'mız , İdil arka bahçeye oynamaya gittiğinde saçımı kazıdı.
Bir yandan da "Senin yüzünden kuzum bana küsüyor, yine annemi kelleştirmişsin diye bana fırça atıyor" dedi.
Akşam yemeğe çağırdığımız kuzu yemeği babası ile mutfakta yedi, yanıma gelmedi. Ben yanına gittiğimde gözler yaşlıydı ve hiç yüzüme bakmıyordu. Kucağıma aldım, belki yarım saat daha yüzüme bakmadan ağladı.
"Ben senin saçlı halini daha çok beğeniyorum" diye ağladı. "Bende saçlı halimi seviyorum ama ne yapalım? Gene uzayacak, hep uzuyor ya" dedim.
Sonra "Seni üzmek istemezdim ama ne zaman iyileşeceksin?" diye sordu.
Bir anne olarak en zorlandığım şey.
Yalan söylemeden büyütüyorum, önce hayır diyorsam sonra asla evet demiyorum ve söz verdiğim şeyi muhakkak yapıyorum ama bu soruya verilecek bir cevabım yok...
Allah bilir deyip Allah'ı insanlara hastalık ya da kötü şeyler veren olarak sevmemesini istemiyorum. O yüzden cevabı benimde bilmediğimi, elbet iyileşeceğimi ama zamanını kimsenin bilmediğini söylüyorum.
Bugünde canım Derviş'im gidip kafasını kazıttı. Annem "Oğlum sen niye kırptırdın saçını?" diye sorunca
"Avradıma hep destek, tam destek" demez mi? Akşam sokaktan toplanan İdoş ise bu sefer ağlamadı ve bizimle resim çektirdi.