21 Haziran 2016 Salı

Ve tekerlekli sandalyeye geçtik....

Bugün fizik tedavi doktoruna göründük. Omuz için soğuk tedavisi ve hareket verdi. Aslında başka tedavi şekilleri de olduğunu ama bende kullanılamayacağını söyledi. Sol ayak parmağım düştü, yani diğer parmaklardan daha aşağıda duruyor ve kaldıramıyorum parmağı..Ayaklar için de aynı anda fizik tedavi yapılacak, 10 seans sonrası kontol olacak ve ya tamam ya devam diyecekler. Ablam meleğim pazarımızı yapmak için bize gelecekti, onu da evden alıp bize geldik. Bahçedeki ilk yükseltide gene dengem bozuldu ve düştüm. Derviş beni tutmak için sakat omzuma asılınca küt diye yere oturdum ve acıdan ağlamaya başladım. Garibim Derviş özürler diledi, zaten isteyerek böyle şeyler yapılmaz. Beni kaldırması da zor tabii. Kapıcıyı çağırdık, adamcağız hangi kolu tutacağını şaşırdı. Bense koca kadın burnumdan sümükler aka aka yerde ağladım. Ablam meleğim beni sakinleştirdi, zor şer merdivenleri çıktık. Kapıcıya merdivenlere rampa yapmasını rica ettik. Adamcağız marangozluk yaptığından elinde malzemesi de olduğundan rampayı yaptı. Ablam da medikal dükkanlarında tekerlekli sandalye aradı. Kiralama bedeli aylık 100 tl imiş, satın alırsak 250 tl imiş. Satın aldık. İdoş istemedi tekerlekli sandalyeyi ama düştüğümü duyunca "Anne, evde de kullan, böylece hiç düşmezsin." dedi. Kendine oyuncak arıyor zilli. Bakalım, gelecek günler neler getirecek...
Hastaneye gidip gelirken yolda yürüyen insanlara özenerek bakıyorum. Böyle basit bir şeye bile özeniyor insan, sağlamken düşünemediğim şeyler hastayken gözüme nasıl görünüyor... Rabbim kimseyi sağlığından ayırmasın.

19 Haziran 2016 Pazar

İlkokulu bitirdik.

Anaokuluyla beraber 5 yıllık okul hayatında ilk defa karne gününe gidemedim. Ablam meleğimle gittiler. Takdir getirdi kuzum gene,çok gururlandırdı bizi.







 Ve gene bir pet ct çekimi ve sonrasında hayal kırıklığı yaşadık. Bu sefer akciğerde 2 tümor bulundu. Neyse ki omuzda kanserli tümor yok ama ağır hasar var. Zaten bu yüzden sürekli ağrı kesiciler kullanmak zorunda kalıyorum. Ayaklardaki güçsüzlük daha da beter oldu. Merdiven inerken ve çıkarken Derviş beni koltuk belimden tutup kaldırıyor. Hastanede tekerlekli sandalye ve rampa olduğundan zorlanıyorum ama evdeki 7 basamak bana ızdırap oluyor.
Pet ct sonuçlarını doktora gösterdik, hemen kemoterapi dedi. "Vallahi eğer bir kür daha Halaven verirseniz benim burdan ölüm çıkar" dedim. Taxol verilecek, hatta ilk kemoterapiyi cumartesi olduk bile. Birkaç ay daha kemoterapi göreceğim. Neyse ki Taxol bana Halaven kadar dokunmuyor.
Ayaklar ve omuz için fizik tedavi önerdi.Salı günü onlardan randevu aldım. Omuza fazla ışın, sıcak vs tedavisi akciğere yakın olduğundan yapılamayacağını, biriken ödemi iğne ile alınmasını, ancak bele yani ayaklara ne gerekliyse yapılabileceğini söyledi doktorum. Şimdi fizik tedavi doktorundan tedavi protokolünü alıp onkoloğumuza gösterip tedaviye başlayacağız inşallah.
Her pet ct sonrası yaşadığımız hayal kırıklığı yanında tedaviden bıkmam, giderek kötüye gitmem sebebiyle "Ben tedavi istemiyorum, bırakın öleyim, kurtulayım bu ızdıraptan" diyaloğuma Derviş'in "Cıvıma! Senin öyle bir hakkın da yok, seçeneğinde! Her pet sonrası aynı muhabbet" cevabıyla susturuldum. Artık o kadar yorgun ve bıkkınım ki vallahi ölümü kurtuluş olarak görüyorum. Hatta tövbe ama Allah'a isyan ettim ve bağıra bağıra ağladım... Rabbim sen herşeye kadirsin, şifayı sen verirsin. Nerde hasta varsa hepimize acil şifalar ver.







7 Haziran 2016 Salı

Bir not mutlu eder bazen

Son posttan sonra pet ct için 15günlük bekleme süresini geçirirken devam eden omuz ağrısı nedeniyle önce fizik tedaviye gittik, hemen mr istedi. İyi ki gitmişim. MR'da kemikte 8 mn. tümor çıktı. Tabii artk kemoterapi yapılamadığından radyoterapi başlanacak. Radyoterapi kemoterapiye göre nisbeten daha rahat geçiyor. Sadece yorgunluk yapıyor. Ben şu aşamada zaten baston ve birinin desteği ile ancak yürüyebiliyorum. Eskiden kendim bastonla yürüyebiliyordum ama şimdi kolumu kullanamadığımdan biri beni kaldırmazsa ayağa kalkamıyorum. Bastonu diğer kolumla kullanıyorum ama o taraf daha güçsüz olduğundan çok titrek gidiyorum.
İdil yeni tümorü duyunca çok üzüldü.
"Hani iyileşecektin, hani bu sefer sondu ?" dedi.
Sonra bana bir resim getirdi. Ön tarafında iki kız resmi, tepede "Annem ve ben" yazılmıştı.
İçinde ise "Sevgili melek annem.  Bsk birlikte neler atlattık, çok yakında iyileşeceksin" yazıyordu.
Bir not insanı mutlu ediyor işte....